Ağustos 29, 2009

kültür mantarı...

Ben ömrü hayatımda edebiyata uzaktan yakından sempatisi olan bi insan olmadım malesef ki..

Edebiyatla tek alakam erkek arkadaşımın edebiyatçı olmasıydı ki kendiside zaten 7 yılda fakülteyi bitiremeden aramızdan ayrıldı..
4 yıllık ilişkimiz boyunca ortaya çıkardığını gördüğüm tek edebi eser gs marşlarıydı ki bunlarda özgün değil uyarlama eserlerdi...

Neyse gelelim benim edebiyattan bahsetme mevzuuma..

Edebiyat aslında sevilebilir bi hadiseymiş..

İskender Pala'nın KATRE-İ MATEM'ini sırf cildi güzel diye aldığımı itiraf etmekle başlıyayım önce..Edebiyatı sevmem ama oldum olası saray hayatı beni kendine çeker...





Ahh ahh cariye olcak hatundum da yanlış zamanda doğdum...

Ne hürrem ne kösem başederdi benle...





Neyse...

Kitabı okudukça edebiyatı sevesim geldi,içinde boğulasım o satırların dizelerin arasında kaybolasım geldi (abartmıyım o kadar değil ama sevdim kendisini)

Sonrasında da gidiyim diğer kitabınıda okuyım bakiim konuyu mu sevdim edebiyatımı dedim ve BABİLDE ÖLÜM İSTANBULDA AŞK'ı okumaya koyuldum...

Ve anladım ki elimde diğer kitabı görenlerin eğer bunu sevdiysen git mutlaka Babil'i oku demelerinin bi nedeni vardı...

Şu kadarını söliyim eğer bu adam benim edebiyat hocam olsaydı ben kesin kendime bulduğum bi mahlasla kendimi edebiyat dünyasına verirdim...Yada kesin aşık olurdum:D

Ben ki çocukluğunda güzel sözler biriktirmiş büyüyüncede hepsiyle dalga geçmiş puhahahaha ameleye bak neler bulmuşum ben tarzı bi insan olarak bu hale geldim ya romantikler ne düşünür bilemem..

Kitabı okurken aşık olasınız geliyo...Öle bi işlemiş ki aşkı birileri çıkıp duruuuunnnnnnnn asıl mecnun benim,hayır benim,hayır benim derken sizinde hayır benim diyesiniz geliyo..
Tam Leyladan geçme faslı aslında..

Bide hikayenin geçtiği dönemi çok güzel işlemiş....Tarihle edebiyatı harmanlamış alın size kitap demiş...İyikide demiş...

Bide itiraf etmem gerekiyo ben İskender Pala ismini duyunca böle yaşını başını almış,saçı açılmış,göbek yapmış bi amcam sanıyodum...Ahanda amcam bu....

















Kitapta en çok can damarıma basanda şu oldu ki hala etkisinden çıkamadım....

Bir mum gibiyim başımda sevda ateşi,gözlerimde yaş,bedenim durmadan eriyor,can ipliğim durmadan yanıyor. gözyaşlarım içinde boğulmaya ramak kaldı..

1 yorum:

yass dedi ki...

bıdıkcan.. zaman bogulma degıl zaman dalgalarla eglenme zamanı..